Spor Toto Süper Lig’in 3’üncü haftasında Fenerbahçe, Adana Demirspor’la karşı karşıya geldi. Eski Galatasaraylı futbolcular Henry Onyekuru ile Younes Belhanda’nın Fenerbahçe tribünleri ile atıştığı maçta sarı-lacivertliler 4-2’lik skorla 3 puanı hanesine yazdırdı. Fenerbahçe bu galibiyetle birlikte haftayı lider kapattı. Spor yazarları, Fenerbahçe – Adana Demirspor maçının ardından değerlendirmelerde bulundu.
İşte Fenerbahçe – Adana Demirspor karşılaşması hakkındaki yazılardan satır başları…
İKİ AĞIR SIKLETİN UNVAN MAÇI / ŞANSAL BÜYÜKA
Süper Lig’de çoğu maçta izlediğimiz gibi “ağır sıklet ile tüy sıklet”in maçı değildi. Sahaya unvan için çıkan iki ağır sıkletin maçını izledik. Böyle bir maç öncesi Jesus’un sahaya sürdüğü on bir, açıkçası “tedirginlik” yarattı.
Adana Demirspor, “Her kuşun eti yenmez” misali, “taş” gibi takım olmasına rağmen, JJ gene radikal bir rotasyona gitti. Haklı olabilir, elinde üç günde bir maç oynayan bir kadro var. Demek ki, bu kadroya güveniyor.
Adana Demirspor’un solunda Onyekuru gibi “rüzgarın oğlu”na rağmen, Osayi Samuel‘i oturtup, bu rüzgarı Ferdi ile karşıladı. Adana‘nın sağında bir başka fırtına, bu ligin en hızlılarından birini Peres karşıladı. O da Akintola karşısında iyi durdu. Gözlerden kaçmasın… Her Adana atağında Lincoln Henrique de defansif anlayışı ile Peres‘in kademesindeydi.
Fenerbahçe, her maçta olduğu gibi önde basmaya çalışarak; Adana Demirspor, rakip savunmanın arkasına uzun toplar atarak pozisyon yaratmaya çalıştı. Ancak Adana bu uzun topların çoğunda kılpayı ofsayta yakalandı. Yeni transfer, Rus buldozeri Dzyuba bu topların çoğunda ağır kaldı.
Fenerbahçe hücumda Valencia‘nın hızını ve gezginciliğini kullandı. Buna rağmen akan oyunda pozisyon bulmakta zorlandı. Acemice bir penaltı ile ilk gol, ciddi bir Samet yanlışı ile ikinci gol geldi. Ancak bu ikinci golde, Valencia‘nın hızını, soğukkanlılığını ve son vuruş ustalığının hakkını vermeliyiz.Fenerbahçe ikinci yarıya orta alan golcüsü Zajc‘ın gol sezonunu açması ile mutlu bir başlangıç yaptı. Sonrası felaket… İnanılmaz biçimde felaket… Fenerbahçe savunmasının makyajı resmen dökülmeye başladı. Solda Onyekuru, bir sağa-bir sola sallanıp Ferdi’yi adeta “duman” etti. Solda Peres, Akintola‘nın yerine oyuna giren Yusuf Sarı‘yı kaçırmaya başladı.
En kötüsü, savunmanın temel direği Szalai, ilkokul çocuğunun yapmayacağı “acemi üstü” bir penaltı yaptı. Hani “Bodoslama daldı” derler ya o cinsten bir penaltı…
Adana Demirspor, maçı ve Fenerbahçe‘yi resmen teslim aldı. Kenar ortalar, savunmanın arkasına atılan toplar, hepsi Fenerbahçe ceza alanı içinde “felaket habercisi” gibiydi. Bu arada Altay iki mutlak tehlikeyi önleyerek takımının ayakta kalmasını sağladı.
“Bu maçta iyi oynuyor” dediğimiz Lemos, tekzip göndermek için ancak 60 dakika dayanabildi. Bir büyük hata da ondan geldi, bir gol daha Adana Demirspor’dan…
Bu arada Onyekuru, motor takmış gibi Ferdi‘yi geçip geçip gitmeye devam etti. Jesus gözünün önünde olmasına rağmen bunu nasıl göremedi, Onyekuru’ya, savunmanın arkasına atılan toplara nasıl önlem alamadı, inanılır gibi değil… Onyekuru’ya istediği geniş alanları bırakmak tam da intihar gibi birşeydi.
Adana Demirspor 3-0‘dan bir mucizeye doğru yelken açmışken, Fenerbahçe‘yi teslim almışken, olağanüstü bir Alioski golü maçın kaderini ve sonucunu belirledi.
Futbolun güzelliklerinin de, acemiliklerin de bolca sergilendiği bir maç izledik. Fenerbahçe’nin gelişimi de, savunma riskleri de inkar edilemez. Adana Demirspor’un çok iyi takım olduğu da…
Sonuçta; Fenerbahçe ağır sıkletlerin “unvan” maçından galip çıktı ve liderliği yakaladı. Bu unvanı korumak istiyorsa, sadece yumruk atmayacak, yumruktan kurtulmanın çarelerini de arayacak.
JESUS’UN “LEGO” TAKIMI / ERCAN GÜVEN
Elbette maçın galibini, hatta skoru tahmin eden birileri olmuştur maçtan önce… Lakin, “gerekçesini” gösterebilenlere “futbolda fahri doktora” veriyorlardı.
O kadar ortaydı ve tahmin edilemezdi. Sanki liderlik savaşında 3 değil 33. haftaydı.
Maçın Fenerbahçe açısından önemini anlamak için kazandıklarına bakmak yeter:
Nihayet lider oldu Fenerbahçe.
Kadıköy “uğur”a ilişkin iftiralardan kurtuldu.
“Yokuş aşağı altıncı vites, rampada tıknefes mi acaba” endişeleri yok oldu.
Takımı “Lego Setine” çeviren ve bunu en azından 8 Eylül’de transfer bitene kadar sürdürmesi beklenen Jesus, kadro istikrarında olmasa da en azından tabelada “ibra” edildi.
Hız, tempo ve mücadele açısından standartların üzerindeki maça Fenerbahçe önde çıkarken, Adana Demirspor ise rakip birinci bölgeden ikinci bölgeye geçerken baskıyla başladı. İkisi de tehlikeli taktiklerdi ama Fenerbahçe, rakibinin düzgün paslarla hızlı forvetine ulaşmasını önlemek, Adana Demirspor Fenerbahçe’yi üzerine çekip arkasında boş alanlar yaratmak, sprintlerle kaleye ulaşmak istiyordu.
Her ikisi de büyük ölçüde başardılar planlarını… Lakin Adana Demirspor’un koşuları Jesus’un Peres-Szalai-Lemos ile kurduğu sürpriz üçlü savunma tarafından ilk yarıda engellendi, Fenerbahçe’ye ise 20. Dakikada penaltı ile galibiyet geldi. Emre Mor’un zeki pası Valencia’ya ulaştığında yapılan faul VAR marifetiyle penaltı oldu ve Valencia hem kendinin hem de Fenerbahçe’nin ilk golünü attı. Bu arada elli metre uzaktan ne görmüşse pozisyona itiraz eden Belhanda sarı kartını gördü ki, bu da Fenerbahçe’nin rakibinden daha üstün bir takım disiplinine sahip olduğunun belgesiydi sanki.
İki takımın da evelemeden gevelemeden rakip kaleye gitmeye çalıştığı maçta Adana Demirspor’u baskın olduğu süreçte etkisiz kılan futbolculardan biri de Altay’dı.
Fenerbahçe’nin ikinci golünün kahramanlarından biri Adana Demirsporlu Samet’ti. Hızla çıkarken hiç yapılmaması gereken bir hata ile Serdar’a çarptırdığı top Valencia’nın solo performansıyla kaleye ulaştı ve kaleciyi de geçip Fenerbahçe’nin ikinci golü oldu.
İkinci yarıya sarı kartlı Akintola yerine Yusuf Sarı’yı alarak başlayan Adana Demirspor oyundan kopmadı, Fenerbahçe Lincoln’ün sert pasına Zajc’ın dokunuşu ile skoru 3-0 yapsa da oyunu ele geçirmeyi bildi.
Ardından Onyekuru ortaya çıktı. Savunma arkasına atılan her topa savunmaya fark atarak yetişen Onyekuru, Emre’nin savunmada hiç yardım etmediği Szalai’nin yorulmasından da yararlanarak Fenerbahçe’nin sağını otoban yaptı ve bir penaltı alıp bir de gol attırarak skorun 3-2 olmasını sağladı. Önlem yok tabi. Neyse ki, Adana Demirspor takım halinde değil bireysel parlamalarla oynuyordu.
Jesus Adana Demirspor’u Kasımpaşa zannetti galiba… 3-0’dan sonra hala önde baskı yapıp arkada boşluk bırakmanın anlamı neydi acaba? Adana Demirspor’un ikinci golü Jesus’un orta sahadaki legoları sökerek Arao, Serdar ve Zajc’ı dışarı alıp İsmail, Rossi, Mert Hakan’ı sahaya sürmesinden sonra.
Eli kulağındaydı beraberliğin… 81’de Rossi’ye taban giren Rakıtskıy kırmızı kartla oyun dışı kalıp Emre Mor’un yerine giren Alioski skoru 4-2 yapmasa kolay bitmezdi bu maç. Tüm kazançlar kayba dönerdi.