SERVET YILDIRIM – Çalıştığımız ofisler enerjiyi ve suyu tüketiyor; atmosferi kirletiyor. Acilen yeşillenmeleri ve akıllanmaları gerekiyor.
Küresel çapta karbon emisyonunu artıran başlıca beş alan var: Sanayi, enerji, tarım, ulaşım ve binalar. İstatistiklere göre dünyadaki karbon emisyonunun yaklaşık yüzde 40’ı binalardan, inşaatlardan ve ticari ofis binalarından kaynaklanıyormuş. Bu rakam toplam karbon emisyonun 6’da birinden fazlasını oluşturuyor.
Yine bir başka istatistiğe göre ABD’deki toplam enerji kullanımının yüzde 20’si bu yapılarda gerçekleştiriliyormuş. Ve kullanılan bu enerjinin yüzde 30’u ise boşa gidiyormuş. Türkiye’de de rakamlar çok farklı değil.
Bu rakamlar ve istatistikler binaların ve ofislerin sıfır enerji kullanımına göre tasarlanmalarının ve çalışanların daha az enerji kullanımı konusunda motive edilmelerinin gerekliliğini ortaya koyuyor. Kısacası iş dünyasının önünde binalarının çevre üzerindeki etkilerini azaltmak gibi bir ödev duruyor. Bunu gerçekleştirmek hem iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadeleye destek hem de daha maliyetleri düşürmek demektir. Başlangıçta yatırım maliyeti yüksek gibi görünse de 50-60 yıl hatta daha uzun yaşam süreleri olan binalar için geri dönüşüm ve daha az enerji kullanımı çok büyük tasarruflar sağlayacaktır.
Amaç sıfır karbon
Bu sorumluluğu ve aynı zamanda fırsatı gören çok sayıda şirket her yıl “yeşil ofis” ya da “net sıfır ofis” gibi girişimlerle enerji verimliliğini artırmak ve karbon emisyonunu azaltmak için farklı uygulamalar geliştiriyorlar. Bazıları çatılara güneş enerjisi panelleri yerleştirerek ihtiyaçları olan enerjiyi temiz enerji kaynaklarından sağlamaya başladılar. Bazı şirketler ofisleri için LEED Sıfır Sertifikası aldılar ve binalarının “net sıfır”ı hedeflediğini resmen açıkladılar. Binalarda enerji verimliliği sözleşmelerine taraf olmak da önemli bir adımdır.
Bu hedef aslında farklı aşamaları olan bir süreçtir. Düşük enerji tüketimi, düşük su tüketimi, verimli ulaşım, sıfır atık önemli ara hedeflerdir. Hemen bir anda karbon sıfır olabilmek kolay olmayabilir. İşe önce yeşil bina olma hedefi ile başlayıp, buna uygun bazı düzenlemeler yapılmalı ve aksiyon alınmalıdır. Ardından gelecek hedef ise sıfır enerji tüketen bir bina haline gelebilmektir. Ve nihai amaç ise karbon sıfır olabilmektir.
Devlet teşvik etmeli
Devletlere düşen ise yeşil ya da net sıfır ofis girişimlerini çeşitli yollarla teşvik etmektir. Şu anda enerji performansı verimsiz olan çok sayıda yaşlı bina var. Bu verimsiz binaların tükettiği enerji birçok hükümet için daha fazla enerji ithalatı ve daha yüksek cari açık demektir. Hükümetler hem iklim konusundaki sorumlulukları hem de ekonomik amaçlarla çeşitli düzenlemeleri yaparak bu süreçleri hızlandırmalıdırlar.
Çalışanları sürece dahil edin
Yeşil ofis projeleri ile tüketilen kağıttan kullanılan suya kadar tüm tüketimlerin gözden geçirilip buna uygun aksiyonların alınması gerekiyor. Çalışanların bazı alışkanlıklarının değişmesi gerekebilir. Bu tür girişimler başladıktan sonra çalışanlardan ilk anda bazı itirazlar gelebilir, memnuniyetsizlik ortaya çıkabilir. Bu itirazları aşmanın yolu nihai hedefi çalışanlara doğru anlatmak, onları sürece dahil etmek ve onlarla her aşamada paylaşmaktır.
Bu iş artık bir tercih olmaktan çıkıyor. Dünya bu yola girmeye başladı. Sıfır enerji, hatta sıfır karbon binaları tasarımı yaygınlaşıyor. Binalar akıllı hale geliyor. Bu akıllı binalarda ve ofislerde iklimlendirmeden yalıtıma, aydınlatmadan ısıtmaya kadar tüm sistemler kontrol edilip, verimsizlikler giderilebiliyor. Yapay zekâ teknolojileri devreye giriyor. Otomasyon sistemleri önem kazanıyor. Hem maliyetler hem de karbon salımı ve enerji tüketimi azalıyor.