19 Ekim 2017 tarihinde gözlemlenen gizemli cisim Oumuamua, bir kuyruklu yıldız olarak tanımlanmasına rağmen daha sonra göktaşı sınıfına girdi. Yıldızlararası nesnelere ait yeni bir sınıfın ilk türü olan bu esrarengiz nesne, bilim insanlarına göre daha önce görülen hiçbir şeye benzemiyor. Beş yıldır nesnenin ne olduğunu tartışan bilim insanları, bir dizi teori ortaya atmış, bunlar arasında nesnenin kuyruklu yıldız, hidrojen buzu, göktaşı ve hatta uzay aracına ait olabileceği iddiaları yer almıştı. Oumuamua’nın ilk gözlemlenmesinden kısa bir süre sonra, hızı değişti ve başlangıçta tahmin edilen rotadan saptı. Garip nesne, ayrıca arkasında enkaz izi bırakmıyor. Harvard’dan bir astrofizikçi olan Profesör Avi Loeb ve ekibi, Oumuamua’nın yıldızlararası bir uzaylı uzay aracı ya da en azından bir parçası olduğunu öne sürmüştü. Şu anda Oumuamua, en güçlü teleskoplarımızın bile ulaşamayacağı bir yerde ve hızla uzaklaşmaya devam ediyor. Bu nedenle, Yıldızlararası Çalışmalar Girişimi’nden (I4IS) bir ekip, Oumuamua’yı sonsuza kadar kaybetmeden önce yakalamak ve analiz etmek için bir uzay aracı gönderme planlarını açıkladı. Bilim insanları, bu görevin 2028’in başlarında başlayabileceğini ve 2050-2054 yılları arasında Güneş sistemimizden ayrılırken, hızına ve seyahat yönüne bağlı olarak Oumuamua’ya ulaşabileceğini söylüyor. Oumuamua’nın Güneş Sistemi’nden geçiş animasyonu ViDEO Oumuamua hakkında yapılan çalışmalar devam ederken, bu nesnenin sadece Güneş’in yer çekimi altında olmadığı ve görünmeyen bir güç tarafından hızının artırıldığı bilgisine ulaşılmıştı. İtalyan astronom Marco Micheli ise bu bilinmeyen hız artışının, nesnenin içinde bulunan gazların salınması sonucu ortaya çıktığını söylemişti.