Brüksel’de, Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden İtalya’nın aşırı sağcı Giorgia Meloni tarafından yönetilecek olması konusunda dikkat çekici bir tepkisizlik var. Ancak bu, AB’nin İtalya’daki gelişmelerden tedirgin olmadığı anlamına gelmiyor.
KUZU MU KURT MU
AB içindeki güç dengelerindeki değişimin boyutu büyük ölçüde Meloni’nin nasıl bir tavır takınacağına, muğlak bıraktığı “İtalya’nın çıkarları” vurgusundan tam olarak ne kastettiğinin netleşmesine bağlı olacak. Meloni, şu aşamada kuzu postuna bürünmüş kurt olarak görülüyor. İtalya’nın AB’deki konumu, postu atıp atmayacağıyla doğrudan bağlantılı olacak:
* İtalya, Almanya-Fransa hattına geleneksel olarak destek veren ülkelerden. Gelinen aşamada bu destek riske girdi. Özellikle demokratik değerler, azınlık hakları, göç ve Avrupa entegrasyonu alanlarında Meloni’nin frekansıyla bu ülkelerinki oldukça farklı.
* İtalya, AB içinde kendi güç alanını yaratma yoluna gidebilir. Bu durumda, benzer nitelikli iktidarların bulunduğu ülkelerin desteğini alarak İtalya-Polonya-Macaristan ekseni gündeme gelebilir. Bu tür bir gruplaşmanın başarısı ise ulusal çıkarların ne kadar dizginlenebileceğine bağlı.
EKONOMİ ELİNİ BAĞLIYOR
* AB’den ya da Euro Bölgesi’nden çıkma söylemini bir kenara bırakan Meloni’nin hemen olmasa da Brüksel’i rahatsız edici bazı unsurları gündeme getirmesine kesin gözüyle bakılıyor. İtalya’nın ekonomik durumu ve AB kaynaklarına olan ihtiyacı Meloni’nin manevra alanını daraltacak en önemli unsur olarak görülüyor.
* Meloni’nin zaferi AB projesine şüpheyle bakan cepheleri heveslendirdi. Aşırı sağ ve Avrupa karşıtı eğilimler yeni hükümetinin göstereceği performansa bağlı olarak, 2024’teki Avrupa seçimlerinde gücüne güç katabilir.
* Fransa ile İtalya bir ara bozulan ilişkilerini düzeltmek için geçen yıl bir anlaşma imzaladı. Meloni, Fransa Cumhurbaşkanı’ndan hazzetmediğini gizlemezken, “Paris ve Roma’nın balayı sona erdi” yorumları yapılıyor.