İzmir Emniyet Müdürlüğüne yeni araçların tahsis edilmesi nedeniyle Konak Meydanı’nda düzenlenen merasime katılan Bakan Soylu, bugün teslim edilen 222 aracın 82 hayırseverin takviyeleriyle alındığını, 222 aracın da Türk Polisi Güçlendirme Teşkilatı Vakfı tarafından bölgeye gönderileceğini, toplamda 444 aracın hizmete gireceğini tabir etti.
Son iki yıldır yaşanan afetler sonrasında açılan kampanyaların hiçbirinin yanıtsız kalmadığını, İzmir’de de 2020 yılında yaşanan sarsıntının akabinde düzenlenen kampanyalarda iş insanlarının devletine, milletine nasıl sahip çıkılacağını gösterdiğini bildiren Soylu, afetler sonrası yaraların sarılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapılanların ortada olduğunu söyledi.
Son 2 yılda sarsıntı ve sellerden etkilenen vatandaşlar için 65 bin meskenin yapılması gerektiğini, bunun 45 bininin tamamlanarak teslim edildiğini kaydeden Soylu, yeni yapılan meskenlerin donanımının da ortalamanın çok üzerinde olduğuna işaret etti.
Türkiye olarak son 4 yılda insani yardım konusunda dünyada birinci sırada yer alma gururunu yaşadıklarını aktaran Soylu, ülkelerindeki inançlı bölgelere dönecek Suriyeliler için yapılan meskenler hakkında bilgi verdi.
Soylu şöyle konuştu:
“Şimdi İdlib’de briket meskenlerden 100 bini bu yıl sonu tamamlanacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bir iradeyle memleketler arası insani yardım fonlarıyla birlikte Cerablus, El Bab, Azez, geçen hafta gittiğim Tel Abyad, Rasulayn… Buralarda tam 240 bin konut 13 projeyle donatılarıyla hastaneleriyle okullarıyla birlikte ortaya çıkaracağız. Buna ekstra AFAD’a toplam 7 bin konut yapacak müracaat geldi. Dediler ki ‘biz biner tane katkı koymak istiyoruz, yerimizi gösterin çabucak başlayacağız.’
İnşallah 10-15 gün sonra Türkiye’de bulunan Suriyeli kardeşlerimiz, 60, 80 ve 100 metrekare olmak üzere çocuk sayılarına nazaran, Türkiye’den Suriye’nin inançlı bölgelerine dönmeyi kabul ettikleri andan itibaren bu meskenlerde yaşayacaklar. Yani hem kendi memleketlerinde olacaklar, hem inançlı bölgelerde olacaklar.”
GERİ GÖNDERİLEN KAÇAK GÖÇMENLER
Ülkeye kaçak göçmenlerin gelmemesi için ağır bir efor sarf ettiklerini lakin Suriyeli sığınmacıların kaçak göçmenlerle karıştırılmaması gerektiğini lisana getiren Soylu, Suriyelilerden 510 bininin inançlı bölgelere döndüğünü söyledi.
Yakaladıkları kaçak göçmenlere de insani halde davrandıklarını, ülkeleriyle yaptıkları mutabakatlar çerçevesinde memleketlerine gönderdiklerini anlatan Soylu, “126 bin bin kaçak göçmen yakaladık yılbaşından bugüne kadar. Çalışıyoruz. İngiltere de Ruanda’ya gönderecekti, gönderemedi. Bir tane gönderemedi. Biz kaç kişiyi gönderdik? 44 bin 933 kişiyi kendi memleketlerine yalnızca yılbaşından bugüne kadar gönderdik. Yakaladığımız kaçak göçmen, her biri bir operasyondur. O denli kolay işler de değildir.” dedi.
‘YALANLARLA ÇABA ETMEK’
Süleyman Soylu, Marmaris’teki orman yangınının ağır ve koordineli bir çalışma sonucu söndürüldüğünü, yangına tam vaktinde müdahale edildiğini söz etti.
Yangınları söndürmekle uğraşırken bir yandan da palavralarla uğraş ettiklerini lisana getiren Soylu, şöyle konuştu:
“Şunu anlamakta zorlanıyorum. Ya bir belediye lider yardımcısı gece yangın söndürme aracının ne olup ne olmadığını nereden bilebilir? Ben nereden bilebilirim? Lakin herkes her şey hakkında fikir ortaya koymaya çalışıyor. Adam kırk yıldır ormancı, ben ormanın nasıl söndürüleceğini ona öğretebilecek kabiliyette değilim ki. Onun mesleği bu.
Ama o kadar büyük bir palavrayla karşı karşıyayız ki. Zihnimizin bir tarafında orman yangınıyla uğraş etmek, bir tarafında da bu palavralarla çaba etmek. Yorulduğumuzu söylemek istiyorum. Sahiden insan yoruluyor ya. Ve bütün bunlar yanlışsız davranışlar değil… Zannediyorlar ki siyaset bu. Siyaset bu değil. Siyasetin asaletinde bu yoktur. Her şeyle gayret edebilirsin. Beni beğenmeyebilirsin. Fakat zelzele, sel, orman yangını yahut ülkemize yönelen toplu bir düşmanlıkla ilgili olacağımız yer tek saftır. Omuz omuza olacağız. Ve bu çabayı gerçekleştirmeye çalışacağız. Aksi takdirde oradan siyaset üretmeye çalışırsan bu sahiden siyasetin niteliğini ortadan kaldırır.”
ÜMİT ÖZDAĞ’A ÇOK SERT TEPKİ!
Konuşmasında Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın açıklamalarına da reaksiyon gösteren Soylu, kelamlarına şöyle devam etti:
“Bugün Gazi Meclisimizde milletvekili demeye de ağzım dilim varmıyor da birisi, yani kullanılmaya çok müsait olan, kullanılan, memleketler arası istihbarat örgütlerinin maşası olmuş birisi diyor ki; ‘Elime mayın alıyorum, mayınla bir arada Hatay sonuna gideceğim.’ Hatay hududuna mayın döşeyecekmiş. Meczup desen meczup, aklını kaybetmiş desen aklını kaybetmiş. Ya ne yapmaya çalışıyorsun? Fikrin, zikrin düşüncen ne?
Yani kimsenin aklına gelmeyecek bir işle bir arada medyada, Türkiye’de gündem olmayı hayal ediyorsan bunun farklı prosedürleri de var. O usulleri kullanarak bunu gerçekleştirebilme imkanına sahip olabilirsin. Bu ülkenin bir medeniyeti var. Bu milletin bir karakteri var. Niçin zorlamaya çalışıyorsun her şeyi? Ve niçin bir yabancı düşmanlığı, bir ırkçılık ortaya koymaya çalışıyorsun? Ve bu ırkçılıkla bir arada eline ne geçecek? Bunu ne yapacaksın? Neymiş, gidecekmiş hududa mayın döşeyecekmiş. Ya sonun kilometrelerce uzağına senin girebilmene biz müsaade eder miyiz? Elbette ki bir bakanın da kendine ilişkin tüzel sorumluluğu var, milletvekilinin de kendine ilişkin türel sorumluluğu var. O denli herkesin istediği her yere han kurabilmesine kimse müsaade etmez. Herkes hukukun içerisinde hareket etmekle mükelleftir. Akıllara ziyan bir şey. Yani bu anlayışla, farklı bir fikirle yaklaşmanın ben bir ruh sıhhati ve akıl sıhhati sorunu olduğunu uzun vakitten beri söylüyorum. Ancak elbette ki bu benim alanım değil tıbbın alanı, inşallah onlar da gerekli devayı ortaya koyacaklardır.”