Bu 6 belirti karaciğer yağlanmasını gösteriyor

Karaciğerin en yaygın hastalıklarından biri yağlı karaciğer hastalığıdır. Etkilenenlerin çoğu aşırı kiloludur ve sıklıkla diyabet geliştirir. Yağlı karaciğer (steatoz), karaciğer hücrelerinde küçük yağ damlacıklarının ortaya çıktığı, yani çok fazla yağ biriktiği çok yaygın bir durumdur.

Sağlıklı bir karaciğer de yağ içerir, ancak yalnızca küçük miktarlardadadır. Miktarı karaciğer ağırlığının yüzde 5-10’una ulaştığında sorun haline gelir. Bu problem genellikle karaciğer enzimlerinin yükselmesine ve kan trigliserit miktarının artmasına neden olur.

Yağlı karaciğer, toksik maddelerden (örneğin aşırı alkol tüketimi, bazı ilaçlar, östrojen tedavisi vb.), fazla kilo, tip 2 diyabet, metabolik sendrom ve bazı nadir hastalıklardan kaynaklanabilir.

Karaciğerde aşırı yağ birikmesi nedeniyle karaciğer hücreleri sürekli tahrip olur ve yapısı değişir. Karaciğer enzim değerleri referans aralığının dışına kayar. Bu durum karaciğer kanserine yol açabilir.

Karaciğer yağlanması belirtileri

Karaciğer yağlanması özellikle ilk aşamalarda özel olarak hiçbir belirtiye neden olmaz. Ancak aşağıdaki karakteristik olmayan şikayetler ortaya çıkabilir:

– İştah kaybı,

– Karın ağrısı (sağ taraf),

– Tükenmişlik,

– Yüksek karaciğer enzimleri,

– Şişkinlik

– Sarılık (geç evre).

Yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi edilebiliyor

Karaciğer yağlanmasının tedavisi öncelikle uygun bir yaşam tarzını takip etmek ve kök nedeni ortadan kaldırmaktır. Fazla kilolardan kurtulmak, düzenli egzersiz ve tam tahıllı unlu mamüllerden, şekerden, alkolden, yağlı etlerden uzak durmak önemlidir. Bazen tıbbi bir takviye gerekli olabilir, ancak bunlar esas olarak durumun gelişmesine yol açan altta yatan hastalığın tedavisi içindir. Karaciğerin işleyişi geri dönüşü olmayan bir hasara uğramışsa, karaciğer nakli gerekli olabilir.

Yağlı karaciğer başlangıçta hiçbir belirtiye neden olmadığı için genellikle tesadüfen keşfedilir. Başka nedenlerle yapılan bir karın ultrasonu sırasında sorun ortaya çıkabilir. Karaciğer yağlanması açısından daha yüksek risk grubuna ait olanlarda (örn. diyabetik), ultrason taramaları düzenli olarak yapılmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir