CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Kurulu CHP Küme Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye devam eden kamuoyunda “sosyal medya” yasası olarak bilinen Basın Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Ait Kanun Teklifi’ni eleştirdi. Seçim tarihi yaklaşırken, AKP-MHP ittifakının tabir özgürlüğünün zapturapt altına alınması için elinden geleni gerisine koymayarak artık de toplumsal medyayı kıskaca aldığını söyleyen Kaboğlu, düzenlemeyi demokratik toplumu sönümlendirme teşebbüsü olarak kıymetlendirdi.
TBMM Anayasa Kurulu CHP Küme Sözcüsü Prof. Dr. Kaboğlu, TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye devam eden kamuoyunda “sosyal medya” yasası olarak bilinen Basın Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Ait Kanun Teklifi ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
Kaboğlu, “27.Yasama Devrinin 66. torba teklifi olarak gelen düzenleme teklifi, “sırf halk ortasında tasa, endişe yahut panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu nizamı ve genel sıhhati ile ilgili gerçeğe karşıt bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen yayan kimse” için ceza yaptırımı öngörmekte.” açıklamasını yaptı. Kaboğlu, seçim tarihi süratle yaklaşırken, AKP-MHP ittifakının tabir özgürlüğünün zapturapt altına alınması için elinden geleni gerisine koymayarak artık de toplumsal medyayı kıskaca aldığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu “dezenformasyonla mücadele” ismi altında hazırlanan öneriyi, İnternet ve toplumsal medyaya ait düzenleme, demokratik toplumu sönümlendirme teşebbüsü olarak kıymetlendirerek şöyle devam etti:
“Getirilmek istenen, “halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma” cürmü, çok taraflı olarak problemli: “Ülkenin iç ve dış güvenliği”, “kamu düzeni” ve “genel sağlık” kavramları, son derece geniş kapsamlı olup, cürmün objektif olarak çerçevelenmesi olanaksız. “Gerçeğe alışılmamış bilgi”, çeşitli kamusal sıkıntılarda neyin “gerçek” olduğunu saptamak kolay olmayıp, tarifi gereği hakikat ya da yanlış olamayacak paha yargılarının da cezalandırılması riskini yaratmakla, Anayasa’nın birçok unsuruna ters..” dedi.
Basın ve toplumsal medya özgürlükleri üzerinden demokratik toplumu baskılamayı amaçlayan 40 unsurluk torba teklifin sakıncalarına dikkat çeken Anayasa Hukuku Profesörü Kaboğlu, Covid-19 ortam ve şartlarında 2020’de maddeleşen 7253 sayılı yasa ile iki yıl evvel toplumsal medya düzenlemesine karşı CHP olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını hatırlatarak şunları ekledi:
“Bu maddeyle ilgili iptal kararını beklerken, AYM, bu defa, 27.10.2021 tarihinde, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Kabahatlerle Gayret Edilmesi Hakkında Kanununun” 9. unsurunu pilot kararla iptal ederek TBMM’nin nasıl bir düzenleme yapması gerektiğini karar vermişti. Bu karara karşın bunun Komitenin gündemine bile getirilmeden görüşmelere başlanması, yeniden baştan Anayasa’ya alışılmamış bir kanun imal sürecinin kelam konusu olduğunu gösteriyor.”
Kaboğlu, teklifle ilgili son olarak, siyasetçilerin konuşmalarını canlı olarak yayımlayan kanallara yaptırım uygulayan RTÜK’ün demokratik siyaseti sönümlendirmeye çalıştığı bir sırada, paramiliter nitelikte kelamda bir şirket temsilcisinin (SADAT) “Bu vatanı sandıkta teslim etmeyiz.“ kelamlarına karşı rastgele bir süreç yapılmayan bir ortamda bu teklifin kendisinin asıl tam bir dezenformasyon önerisi olduğunu söyledi.