Kurlardaki Yükseliş Enflasyonu Daha Fazla Etkiliyor! Türkiye’nin Borç Sorunu Var mı?

Bir ülkenin para biriminin değeri o ülkedeki ekonomiye dair temel göstergelerden biridir. Tek gösterge değildir ama önemli bir göstergedir. Bir çok değişkeni ve hassas dengeleri vardır. Çok değerli veya da değersiz olması ekonomideki dengeleri bozabilir. 

Dünyada bozulan ekonomik dengeler içerisinde de her ülke kendi dengesini ararken, bir yandan Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu birer vatandaş olarak tecrübe ediyoruz. Kurlardaki yükseliş alım gücümüzü etkilerken, ülkenin makro ekonomik gündemi içerisinde borçlar, cari açık, finansman, KKM, vergi hangi birine hakim olacağımızı şaşırdık. O zaman ekonomistler tane tane anlatsın. Biz ne yaşıyoruz? Neyin içindeyiz? Nereye gidiyoruz?

Since 2018: Dolardaki oynaklık yeni değil!

İTÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, dolar/TL’de yaşananların sürpriz olmadığını vurgulayarak bu sürecin 2018’de başladığını söyledi. 

Birgün haberine göre, Türkiye’de bir yönetim problemi olduğuna dikkat çeken Günçavdı, “Türkiye ekonomisini yönetebilecek kabiliyette değiller. Araçlar açısından zengin değil, kaynaklar açısından zengin değil, o yüzden de arzu ettiği şekilde yönetemiyor. Ama öteki taraftan da yeni koşullara uyum gösterme konusunda da elini tutuyor, yani uyum göstermiyor, inkar ediyor. Eskiden olduğu gibi ekonomiyi yönetmeye çalışıyor” dedi.

Enflasyona endeksli tahvil neden açıklanmadı?

Kabine toplantısı sonrasında açıklanması beklenen, hatta gün içinde piyasa hareketlerinin buna uyumlu olduğunun görüldüğü enflasyona endeksi tahvil konusunda ise “Merkez Bankası işlevsiz bir noktaya geliyor. Enflasyona endeksli tahvil çıkarılamadı’ diye konuya giren Günçavdı, neden açıklanmadığını da şöyle anlatıyor: 

Çünkü riskli, böyle bir tahvil olağanüstü hallerde çıkar. Normalde ekonomilerde böyle bir tahvil görülmez. Türkiye ekonomisinde olağanüstü bir durum var, bu onu teyit ediyor. Tansu Çiler dönemindekiyle aynı, TL istikrarını sağlamak için yapılan hamlelerdir bunlar. Türkiye’nin dövize ihtiyacı var ve o döviz de yok. Vatandaşın döviz talebini kırmaya çalışıyorsunuz. Bunu da yapabilmenin tek yolu TL’ye sevk etmektir. Vatandaş da hamaset için, vatan millet için TL tercih etmiyor. Kazanç istiyor.

“TCMB faizleri artırsa da durum değişmez, sadece süre kazanılır”

Öner Günçavdı, bugün açıklanacak olan TCMB PPK kararına dair, artırım olsa da durumun değişmeyeceğini belirtirken, yaz mevsimine dikkat çekti. Beklenen turist ve dövizlerin gelir artırımı hedefi ile cari açığın kontrol edilmesi planı hakkında şöyle konuştu: 

Turizm kaynaklı döviz gelirleri beklendiği düzeylerde olmazsa, bunu yaz sonuna kadar görmek isteyecektir iktidar, bunlar olmazsa bu yazın ağustos eylül ayında seçim için kararını açıklayabilir. Mevcut durumda ekonomiyi ileriyi götüremez. Bu ekonomi bu iktidarı taşımaz. Bana göre faizleri arttırsa bile bu sembolik olacaktır. Kısa dönemde kuru 16’dan 15’e çekecektir ama bir sonraki dalgalanmaya kadar. Yaz aylarındaki döviz girişleri rahatlatacak mı? İkincisi cari açığın boyutu, yani döviz harcama düzeyi. Bunlar belirleyici olacak.

Bir ülke neden batar?

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır haberine göre, İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, borçlanmalar ile ilgili Türkiye’nin dış borçlarındaki en önemli unsurun kısa vadeli borçlar olduğuna işaret ederek, bunun arttığını ve dikkat edilmesi gerektiğini söylerken, ekonomilerdeki iflas riskini şöyle anlattı: 

Kritik mesele dış borçlardır. Dış borçlardan batılır. Zaten iflas lafı da oradan çıkıyor. Olası bir batma senaryosu, dış borçlarla ilgilidir. Onun da ölçütleri var. İç borç en kötü para basarak ödenir. Merkez Bankası’nın para basma sınırı yoktur. Sonuçlarını da göze alırsın, ödersin. Nasıl ödersin, enflasyon borçların değerini düşürür. Kâğıtların değerini düşürür, rahatlarsın. Vergilersin, servet vergisi alırsın gerekirse, problem değildir. TL üzerinden borçların çevrilmesi bir sorun değil. Dış borçlardır kritik olan. Bu borçlar asıl batma kaynağı.

Dövizle borçlanma kötü bir şey!

İç piyasada ise dövizle borçlanmayı “kötü bir unsur” olarak nitelendiren Boratav, bu duruma dikkat çekerek şunları söyledi:

Bu yeni bir uygulama. Dövizli tahvil ihracı Türkiye ekonomisinin yerli tasarruf sahiplerindeki döviz kaynaklarına fiilen el koyma anlamına gelir. Yarın öbür gün bunlar da kâğıttır denilip iç borç muamelesi yapılabilir.

“Vergiler yeterli değilse borç artar”

Prof. Dr. Aziz Konukman  da son günlerde yükselişe geçen “ülke risk primi” yani CDS’lerin yükseldikçe dış borçlanma da yaşanabilecek zorluklara dikkat çekerken, kurdaki yükselişin KKM’deki maliyetleri yükselttiğini de hatırlatarak, bütçeye dikkat çekti ve şunları söyledi: 

Riskin bu kadar yükselmiş olması bir sinyaldir. Kırmızı çizgidir. Borçlanmanın maliyeti dehşet şekilde artıyor. Vergi gelirinde tahakkuk-tahsilat oranı yüzde 57,8, gelir vergisinde yüzde 53,4, beyana dayalı gelir vergisinde yüzde 25,1, basit usul gelir vergisinde yüzde 7,3 tahsilat var. Yani vergiler tahsil edilemiyor. Vergi yeterli değilse hem TL hem döviz bazında iç borçlanma hızlanır.

Sınırlar bir bir aşılıyor

Dünya’dan Şebnem Turhan haberine göre, dolar/TL’de mayıs ayı ile başlayan yükseliş 16 seviyesinin üzerinde sürüyor. 20 Aralık’tan sonra ilk kez 9 Mayıs’ta 15 direnci kırılan kurda, pazartesi günü yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası çıkması beklenen enflasyona endeksli üründe gelmeyince 16 sınırı aşıldı. Dolar, bu sabah 16,47 sınırına dayandı.

Dolar/TL’deki yükselişin enflasyon üzerinde etkisi arttı

Uzmanlar, dolar/TL’deki yüzde 10’luk bir yükselişin enflasyona 2-3 ayda vade ile yüzde 2 seviyesinde etki ettiğini belirtiyor. Bu etki son dönemde ise yüzde 5-6 bandına çıkarken, kurlardaki yükselişin sürmesi halinde gelecek iki ayda enflasyonda 5-6 puanlık sadece kur etkisi öngörülüyor.

Uzmanlarının hesaplarına göre kamu tarafında yapılan satışlar son günlerde ivme kaybetse de sürüyor.

Ekonomist Haluk Bürümcekçi, yaptığı TCMB’nin döviz satışlarının 2022’nin ilk 4 ayında 30 milyar doları aştığını hesaplarken, mayıs ayında daha da yoğun olduğunun analitik bilanço verilerinden hareketle söylenebileceğini açıkladı ve şöyle devam etti:  

Nitekim, banka swapları ile düzeltilmiş net uluslararası rezerv büyüklüğünün mayıs ayı ilk 20 günü sonunda 7,7 milyar dolar daha gerilediğini hesaplamaktayız.

Uzmanlar da bu gelişmeleri sosyal medyada şu şekilde yorumladı????

twitter.com

twitter.com

twitter.com

twitter.com

twitter.com

twitter.com

twitter.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir