Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları hakkında açıklamalarda bulundu. Başşehir Moskova’da basın mensuplarına konuşan Peskov, yaptırımların ‘saçma’ olduğunu söyledi.
AA’nın haberine nazaran, AB’nin 26 Şubat’ta hayata geçen 10’uncu yaptırım paketinin ‘esir değişimi ile ilgilenen Rusya İnsan Hakları Komiseri Tatyana Moskalkova’yı da kapsadığını’ kaydeden Peskov, “Elbette, tüm bunlar saçma” dedi.
‘BELLİ Kİ BATI’NIN YAPTIRIM UYGULAYACAĞI KİŞİ SAYISI YETERSİZ’
AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırım listesini pahalandıran Kremlin Sözcüsü, “Belli ki yaptırım listelerini oluşturmak için kim olduğu bilinmeyen, yaptırım hususuyla hiçbir ilgisi olmayan bireyleri listelere dahil ediyorlar. Öbür yandan, listelerde başarılı bireyler yer alıyor. Bu şahısların yaptırım listesine dahil edilmesi, kendilerini rahatsız etmez. Bundan eminim. Belirli ki Batı’nın yaptırım uygulayacağı kişi sayısı yetersiz” yorumunda bulundu.
‘ÇİN’İN PLANININ TAHLİLİ UZUN VE GERGİN BİR SÜREÇ’
Kremlin Sözcüsü Peskov, basına yaptığı açıklamada, Çin’in Rusya-Ukrayna savaşının tahliline ait ‘barış planı’na da değindi. Peskov, “Meselenin barışçıl tahliline katkıda bulunacak planların geliştirilmesine yönelik her türlü teşebbüs dikkate kıymet. Çinli dostlarımızın planını da büyük dikkatle ele alıyoruz” dedi.
Plandaki ayrıntıların tahlil edilmesi ve tarafların çıkarlarının dikkate alınması gerektiğini belirten Peskov, bunun ‘uzun’ ve ‘gergin’ bir süreç olduğunu söyledi. Peskov, “Şu anda, bu olayın barışa gerçek ilerlemesi için rastgele bir ön şart görmüyoruz. Özel askeri operasyon sürüyor. Belirlenen maksatlara hakikat ilerliyoruz” diye konuştu.
‘TRANSDİNYESTER’DEKİ DURUM TELAŞ VERİCİ’
Moldova içerisinde bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester bölgesindeki duruma da değinen Peskov, buradaki durumun tasa verici olduğunu ve dikkatlice takip edildiğini belirterek, “Kiev rejimi ve Avrupa ülkelerindeki rakiplerimizin çeşitli provokasyonlar yapabileceklerini biliyoruz” tabirlerini kullandı.
Rusya Savunma Bakanlığı, 23 Şubat’ta, Ukrayna’nın Transdinyester bölgesine yönelik ‘silahlı’ provokasyon hazırladığını ve bölgeyi istilaya yönelik hududa asker ve silah konuşlandırdığını açıklamıştı. Moldova Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Transdinyester bölgesindeki durumun dikkatle takip edildiği belirtilerek, “Şu anda devletin askeri güvenliğine yönelik direkt bir tehdit yok” sözü yer almıştı.
Ne olmuştu?
AB, Rusya-Ukrayna savaşının birinci yıldönümünden iki gün sonra, 26 Şubat’ta kabul ettiği 10’uncu yaptırım paketi kapsamında yeni ticaret yasakları, sivil ve askeri maksatla kullanılabilecek eser ve teknolojilere ihracat denetimleri uygulamaya başlarken, 87 kişi ve 34 kurumu da yaptırım listesine ekledi.
Buna nazaran, Rusya’nın askeri faaliyetlerinden, siyasi kararlarından, dezenformasyondan, çocukların zorla evlat edinilmesinden, Ukraynalı sivilleri ve altyapıyı gaye alan insansız hava araçlarının (İHA) geliştirilmesinden sorumlu olanlara seyahat yasağı getirildi ve bu şahısların mal varlıkları donduruldu. Rusya Federasyon Kurulu üyeleri, 19 bakan yardımcısı, çeşitli federal kurum liderleri da dahil çok sayıda hükümet yetkilisi ile 4 Duma milletvekili yaptırım listesinde yer aldı.
Rus askeri önderleri ve Ukrayna’da konuşlanmış Wagner kümesinin iki kumandanı ile birlikte füze, İHA, uçak, askeri araç, savaş gemisi yahut denetim sistemleri üreten ve Rus Silahlı Kuvvetleri’ne bunları tedarik eden şirketler de yaptırıma tabi tutuldu. Ukrayna’nın yasa dışı ilhak edilmiş bölgelerindeki savcılar da yaptırım kapsamına alındı.
Rusya’daki büyük televizyon kanalları ve medya kümelerindeki üst seviye yöneticiler ve sunucular da yaptırım listesine girdi. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı kullandığı İHA’ların hazırlanması ve tedarikinde yer alan 4 İran vatandaşına da yaptırım uygulandı. Rusya’yı finansal olarak destekleyen kesimlerdeki ekonomik aktörler de listelendi.
Alfa-Bank, Rosbank ve Tinkoff Bank, Rusya Federasyonu Ulusal Varlık Fonu ve Rusya Ulusal Reasürans Şirketi yaptırım uygulanan kuruluşlar ortasında yer aldı. Böylelikle, AB’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını tehdit eden hareketlerde bulundukları gerekçesiyle kısıtlayıcı önlem uyguladığı kişi sayısı 1473, kuruluş sayısı da 205 oldu. (DIŞ HABERLER)
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler
haberler