‘Üçlü Masa’ 1957’de kuruldu…
Vakanüvis
Gelecek yıl, vaktinde yapılması beklenen genel seçimlerde Cumhur İttifakı’na karşı Millet İttifakı’nın genişletilmiş bileşenleriyle oluşturulan cephe, muhalefetin toplanma adresi oldu.
Muhalefet bloğunun siyasetteki, medyadaki adı şimdilik ‘Altılı Masa’. Bu oluşumun daha da geliştirilmesi/genişletilmesi hedefi de söz konusu.
Muhalefetin iktidara karşı kurumsal sayılabilecek güç birliği yapması, ‘Altılı Masa’ adı altında toplanması yeni gibi dursa da aslında pek de öyle değil.
Siyasi tarihimizde, 1957 yılında başlayıp 1959’da ete kemiğe bürünen benzer bir siyasi oluşum daha var: ‘Üçlü Masa’
CHP, “masa”nın altyapısını hazırlıyor
Demokrat Parti’nin tek başına iktidara gelişinin beşinci yılından itibaren muhalif odaklar, hükümete karşı eleştirel tutuma başlamıştı.
CHP, 1954 seçimlerinde bir kez daha DP’ye yenilmiş, bu yenilgi ana muhalefetin kadrolarının bilenmesine yol açmıştı. Genel Başkan İsmet İnönü ile Genel Sekreter Kasım Gülek, bu ilgiyi diri tutmak için sık sık şehir ziyaretlerinde bulunmaya başlamıştı.
Bir yıl sonra CHP’nin 12. Kurultayı toplanmış, İsmet İnönü burada yaptığı konuşmada, muhalefetini sertleştirerek Menderes yönetiminin giderek baskıcı eğilimler sergilemeye başladığını ileri sürmüş, 1954 seçimleriyle ilgili herhangi bir şaibe olmamasına rağmen ‘seçim güvenliği’ tartışmasını başlatmıştı.
Kurultayda, ‘muhalefet partilerinin güç birliği yapması’ da karara bağlanmıştı. Kurultay, diğer muhalefet partileriyle her türlü görüşme hususunda Genel Başkan İsmet İnönü’ye tam yetki vermişti.
“Üçlü Masa”nın ilk işi ‘Kurucu Meclis önermek oldu’
Kurultay sonrası, muhalefet partileri CHP’nin öncülüğünde düzensiz olsa da bir araya gelmiş, 1956 yılı bu şekilde geçtikten sonra 1957 yılında ise iş birliğinin daha sistematik hale getirilmesi kararlaştırılmıştı.
CHP, Hürriyet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi’yle birlikte, ülkede bir “rejim bunalımı” olduğu görüşünü savunmaya başlamışlardı.
İsmet İnönü, 13 Eylül 1957’de toplanacak olan 13. CHP Kurultayı öncesi ufukta bir seçim olmamasına rağmen yaptığı bir açıklamada, “Muhalefet partilerinden herhangi birinin iktidara gelmesi halinde TBMM’yi kurucu meclis gibi çalıştırıp, yeni bir anayasa yaparak, ardından seçimlere gidileceği” ifadelerini kullanmıştı.
CHP’liler ‘ulu Tanrı’ya sığınarak’ and içmişti
Cumhuriyet Halk Partisi, Hürriyet Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi arasında ‘Üçlü Masa’ toplantıları devam ederken toplanan CHP Kurultayı’nda hükümet hakkında aynı iddialar gündeme getirilmiş ve harekete geçilmesi kararlaştırılmıştı.
Kurultay kararlarına göre, ‘Kurucu Meclis’ ihdas edilecek, bu meclis Anayasa Mahkemesi’ni kuracak, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve seçim güvencesinin sağlanmasının ardından TBMM yeniden seçime gidecekti. Kurultayda ayrıca ‘Hürriyet Andı’ adı verilen bir metin kabul edilmiş ve topluca okunmuştu:
“Ülkemizin bugünkü siyasal durumu ve bu durumun tarihi partimizin 13. Kurultayına yüklediği tarihi görev birleşmiş muhalefet cephesinin bir üyesi olan biz CHP’liler, hiçbir şeyden yılmadan kanuna uyup ulu Tanrı’ya sığınarak mücadele etmeye and içtiğimizi iş bu hürriyet andıyla kabul ve ilan ederiz.”
CHP kurultayının ardından üç partinin temsilcileri daha sık buluşmaya başlamışlardı. Ancak 1958 yerine 1957’de yapılması kararlaştırılan genel seçimler öncesinde DP Hükümeti, seçim yasasında bazı değişikliklere gidip, yeni durum da taraflarca aleyhte değerlendirilince ‘Üçlü Masa’ dağılmıştı.
Bu gelişmeye rağmen seçimin ardından ‘Üçlü Masa’ çalışmaları tekrar başlamıştı.
Demokrat Partili bakanlar CHP’li oldu
Yapılan görüşmelerde; üç partinin hiç birisinin, seçimlerde tek başına Demokrat Parti’yi geçemeyeceği zımmen kabul edilmiş ve buna göre kararlar alınmıştı. Bu doğrultuda Hürriyet Partisi’nin CHP’ye iltihakı gündeme gelmişti.
Hürriyet Partisi; Demokrat Parti’de ve hükümette önemli görevlerde bulunan, Başbakan Adnan Menderes’in yakın çalışma arkadaşları arasında yer alan Fuad Köprülü, Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Kasım Küfrevi, Fethi Çelikbaş, Feridun Ergin, Mükerrem Sarol, Ekrem Hayri Üstündağ, İbrahim Öktem, Turan Güneş, Ekrem Alican gibi isimler tarafından 1955 yılında kurulmuştu.
Eski DP’lilerce kurulan HP, ilk günden itibaren Menderes iktidarına karşı çok sert bir muhalefet sergilemişti. Süreç içerisinde CHP’ye iltihak etme görüşünün ağır bastığı Hürriyet Partisi nihayet 24 Kasım 1958’de kendisini feshederek CHP’ye katılmıştı.
Genel Başkanlığı’nı Osman Bölükbaşı’nın yaptığı Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ise kurumsal bir iltihak yerine, değişik bölgelerdeki önemli isimleri CHP üyesi’, peşi sıra da kurultay delegesi yaparak ana muhalefetle organik bir bağ kurmuştu. CHP yönetimi de yeni gelenler arasından çok sayıda ismi ‘Parti Meclisi’ne almıştı.
‘Üçlü Masa’cılar ‘Dağ Başını Duman Almış’ı okudu
İşte böyle bir ortamda, CHP’nin 14. Kurultayı, 12 Ocak 1959’da Ankara’da toplanmıştı.
Kurultayın üçüncü gününde Aydın delegesi Turan Güneş, ana şekli “Üçlü Masa”da verilen ‘İlk Hedefler Beyannamesi’ni okumuştu. Beyannameyle muhalefetin Demokrat Parti’ye karşı bildik ithamları bir kez daha tekrarlanmıştı.
Kurultayın son günü, 15 Ocak 1959’da ise Genel Başkan İsmet İnönü kapanış konuşmasını yapmıştı.
İnönü, ‘İlk Hedefler Beyannamesi’nin güç birliğini tesis ettiğini, “bütün vatandaşların bu beyanname ile aradıklarını bulduklarını” ileri sürmüştü. Kapanış günü, beyanname Turan Güneş tarafından bir kez daha okunmuş, delegeler ayakta dinledikleri bildirinin ardından hep bir ağızdan “Dağ Başını Duman Almış” marşını okuduktan sonra dağılmışlardı.
Basında “Üçlü Masa” coşkusu
CHP’nin merkezinde olduğu bu gelişmeler basın tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor, “Üçlü Masa” gazete ve dergilerde hararetle savunuluyordu.
Vatan gazetesinden Hasan Refik Ertuğ, büyük bir muhalefet bloğu kurulmasının ülkenin kurtuluşu için şart olduğu görüşünü savunuyordu. Sadun Tanju ise CHP kurultayının, ‘istikbale ümitle bakış havasının bol bol teneffüs edildiği bir kongre’ olduğunu ifade etmişti.
Bülent Ecevit de Kurultay Gazetesine yazdığı yazıda, “Seçimlerin 1961’de yapılması gerekmekle beraber, artık birçok kimsenin iktidarın bir an önce değişebileceğine ve değişmesi gerektiğine inanmağa başladığını” ileri sürmüştü.
Zafer gazetesi: Genel geçer görüşleri teatral bir edayla ilan ettiler
Basındaki az sayıdaki hükümet yanlısı gazetelerden birisi olan Zafer gazetesi ise CHP kurultayını ‘tiyatro’ olarak nitelendirmişti.
Gazetenin başyazısında, dört gün boyunca devam eden CHP Kurultayının tek sonucunun, “İlk Hedefler” ismini verdikleri ve “teatral bir tertip içinde açıkladıkları bir vesika” olduğunu yazmıştı.
Yazıda, beyannamenin, demokrasi hakkında yazılmış herhangi bir kitapta olabilecek başlıklardan oluştuğu, hâlbuki 1. Meşrutiyet’ten beri hem bu düşüncelerin hem de bu davanın canlı olarak tarihçesinin mevcut olduğu vurgulanarak, beyannamenin yenilik getirmediği görüşü savunulmuştu.
Yrd. Doç. Dr. Fatih Tuğluoğlu, “CHP’nin 14. Kurultayı ve İlk Hedefler Beyannamesi”, Atatürk Yolu Dergisi, Sayı 60, Yıl 2017